Aptt Testi, damarlarda dolaşan kan sisteminde oluşan pıhtılaşma bozukluklarını test eden teste denmektedir. Kandaki pıhtılaşma seviyesinin ölçülmesine yarayan bu testi laboratuvar ortamlarında değerlendirilmesi daha doğru olacaktır.
Belirli vitaminler ve enzimler ile birlikte kan sisteminin yoğunlaşması ve pıhtılaşmasına göre kanın geç pıhtılaşması veya erken pıhtılaşması gibi sorunların test edilmesi için kullanılan testtir.
Damarlar boyunca dolaşan kanların, bütün organlara ulaştığı ve organların çalışma mekanizmasındaki düzenliliğini tespit eden kan enzimleri, vücut düzeyinde düşük olursa bu tehlikeli bir durumdur. Aptt testi kanın pıhtılaşma süresine ölçmek için yapılır.
Kandaki pıhtılaşma süresi eğer geç bir süre ise bu durumda hastanın, herhangi bir kaza esnasında kan kaybından vefat edebilme durumları ile karşı karşıya kalınır.
Bu test kan düzeyindeki pıhtılaşma yoğunluğunu takip edilmesi için hastaya uygulanan takipsel testler arasındadır. Kan yoğunluğunun belirli bir düzeyde olması sağlıklı bireylerde değişir.
Kanın düzenli fazlalaşma seviyesinin bozukluklarında veya tedavisinde yapılan aptt testi koagülasyon testi olarak hastaya tanımlanan testler arasındadır. Vücut damarlarında bulunan kılcal damarların yaklaşık olarak uzunluğu 40000 kilometredir.
Damarlarda bazen oluşan patlamalar ve çatlaklar nedeniyle kan sisteminin vücutta düzenli bir şekilde dolaşmasını sağlayarak kanın pıhtılaşmasına neden olur.
Kan damarlarındaki kanın pıhtılaşmasını ve vücut kılcal damarlarında bulunan yırtık ve çatlakların tespit edilmesi için APTT test yapılır. Kanın pıhtılaşmasında ki geçen süreyi ölçen aletler ile birlikte yapılan sonuçlarda hassas sonuçlar elde edilir.
Hasta herhangi bir ameliyata gireceği zaman bu sonuçların alanında uzman cerrahi doktor tarafından önceden hastaya yapılması gerekir. Böylelikle ameliyat sırasında hastanın kanın pıhtılaşıp pıhtılaşmayacağı önceden tespit edilerek gerekli müdahalelerde kullanacak ekip ve ekipmanlar ayarlanır.
Kan hücrelerinin yoğunluğunu tespit etmek amacıyla kişiye uygulanan APTT test kişiden alınan kan örneği ile birlikte tespit edilir. Kişinin kolundan alınan kan örneği 4,5 milim olarak plazma kutularında laboratuvar ortamlarında incelenmek üzere gönderilir.
Sitratlı mavi kapaklı tüp içerisinde oda ısısında 2 saat daha fazla beklemiş hemolizli pıhtılaşma sebebinden alınan numuneler uygun olmayan kan örnekleri olarak kişiden tekrar kan örneği istenebilir.
Sitratlı mavi kapaklı tüp içerisinde laboratuvar ortamına incelenmek üzere gönderilen kan örneğini mikrobiyoloji uzmanları tarafından incelenerek sonuçların alanında uzman hekim ve doktorlar tarafından değerlendirilmesi gerekir.
Hastanın kullandığı ilaçların türüne göre hasta eğer heparin kullanıyor ise hastadan alınacak bir sonraki dost bir saat sonra veya 1 saatten daha kısa süre içerisinde alınmalıdır. Heparin kullanılan koldan alınan kan örneği laboratuvar ortamında incelenmek üzere gönderilir.
Kanın pıhtılaşma süresinin belirlenmesi için kullanılan testlerde kişinin bağışıklık sistemine ve bünyesine göre belirli normal değer aralıkları bulunur.
Sağlıklı bir insanda herhangi bir ilaç kullanılmaması durumunda 26 ila 35 saniye arasında olmalıdır. 35 saniye üzerinde bulunan değerler ve 100 saniyenin üzerine çıkan değerlerde vücut kendiliğinden kanayarak belirli organlarda kanamalar meydana getirir.
Eğer 26 ile 35 saniye üzerinde olan 60 ile 65 saniye arasında olan kişilerde ise kanamalar meydana gelir. Bu kan değerlerinin hangi laboratuvar ortamlarında ve hangi kitler aracılığı ile ölçüldüğü de kan değerlerinde çok az farklılıklar oluşturabilir.
Verilen değer aralıkları 1 ila 2 değer arasında değişebilir. Yani APTT test sonuçlarının uzman laboratuvar ortamları tarafından değerlendirilmesi doğru sonuçların elde edilmesini sağlar.
Heparin kullanan kişilerde bu test sonuçları normal değerin üstünde gözlemlenebilir. Heparin tedavisi gören kişilerde ise APTT test 60 ila 70 saniye arasında olmalıdır.
Yapılan test sonuçlarının doğru bir şekilde elde edilmesi için APTTtesti yapılmadan 6 saat önce hiçbir şey yenilmemesi gerekir. Genellikle sabah açlığı tercih edilerek sabah üzeri hiçbir şey yenilmeden kan testi verilmelidir.
Kan testlerinin mikrobiyoloji uzmanları tarafından laboratuvar ortamlarında incelenmesi ve tespit edilmesi gerekir. Sonuçların mikrobiyoloji uzmanları tarafından değerlendirmesi doğru olmayacaktır. Alanında uzman hekim ve doktorların sonuçları değerlendirilmesi daha doğru sonuçlar elde edilmesi açısından önemlidir.
Aktive Parsiyel Tromboplastin Zamanı (APTT) testi, kan pıhtılaşma süreçlerini değerlendiren ve özellikle kanama bozukluklarının teşhisi için kullanılan bir laboratuvar testidir. Bu testin yapılabilmesi için genellikle hastanın aç olması gerekmez. APT testi, kanın pıhtılaşma faktörlerini ve bu faktörlerin birbirleriyle etkileşimlerini ölçer.
Bu nedenle, yemek yemenin doğrudan bir etkisi olmaz. Bununla birlikte, eş zamanlı yapılacak diğer kan testleri veya belirli koşullar, testin doğruluğunu etkileyebilir. Örneğin, APTT testi ve lipid paneli gibi diğer testler aç karnına yapılacaksa, hastadan tüm testler için aç karnına gelmesi istenebilir.
Test öncesinde hastaların doktorları veya laboratuvar personeli ile iletişim halinde olması çok önemlidir. Bu, alınması gereken özel önlemler hakkında bilgi edinmelerini sağlar. Bazen belirli takviyeler veya ilaçlar kan pıhtılaşma sürecini etkileyebileceği için doktorunuza danışmanız önerilir.
Herhangi bir ilaç kullanımı ve sağlık durumu hakkında doktorun bilgilendirilmesi, APTT testinin doğru ve güvenilir sonuçlar vermesi için gereklidir. Bu, test sonuçlarının doğru bir şekilde yorumlanmasını sağlar ve yanılgıların ortadan kaldırılmasını sağlar. Sonuç olarak, APTT testi genellikle aç karnına yapılmasını gerektirmese de, hastanın sağlık durumu ve eş zamanlı test gereksinimleri göz önünde bulundurularak özel talimatlar verilebilir.
İnsan vücudunda bulunan kan sistemi, yükselerek yoğunlaşmaktadır. APTT test sonuçlarının değer aralıklarının referans aralıklarından daha fazla olması test sonuçlarının yüksek çıkmasına neden olur. Bu da kanda pıhtılaşmanın bozukluğu anlamına gelir.
Sonuçların yüksek çıkmasının belirtileri; kadınların belirli dönem aralıklarında regl dönemlerinde çok şiddetli kanamaların meydana gelmesi, ciltte oluşan herhangi bir darbede cildin kanamaya karşı hassasiyet göstermesi, kanamaların geç durması, dişeti ve burunların herhangi bir darbede kanayarak kanamanın geç bir sürede durması olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kandaki pıhtılaşma oranlarının yüksek çıkması ise karaciğer sorunları, doğum sırasında çok fazla kan kaybı, yetersiz ve dengesiz beslenme, lösemi, kandaki enzim eksiklikleri nedeniyle kandaki pıhtılaşma değeri yükselir.
Değer aralıkları alanında uzman hekim ve doktorlar tarafından değerlendirilir ve bu nedenler göz önünde bulundurularak hastaya tedavi yöntemi uygulanır.
Değer aralıklarından daha düşük sonuçlar ile gözlemlenen APTT testi düşük çıkmasının nedenleri; doğum ve gebelik, vücudun herhangi bir yerine şiddetli bir darbe alınması, cerrahi müdahalelerin ardından kanda oluşabilecek zehirlenmeler, ani kanamalar, yumurtalık ve pankreas kanserlerine neden olur.
Aktive Parsiyel Tromboplastin Zamanı (APTT) testi, kanın pıhtılaşma süresini ölçen ve kan pıhtılaşma mekanizmasının iç yolu ile ilgili sorunları bulmanıza yardımcı olur. APT testi, özellikle kanama bozukluklarının teşhisinde, antikoagülan tedavinin izlenmesinde ve potansiyel pıhtılaşma faktörü eksikliklerinin tespit edilmesinde kullanılır. APT test sonuçlarının düşük olması, kanın beklenenden daha hızlı pıhtılaştığını gösterir ve bu, çok sayıda sağlık sorununun işareti olabilir. Düşük APTT değerleri, tromboz riskinin arttığını ve pıhtılaşma eğilimini artırdığını gösterebilir.
APTI testi düşüklüğünün belirtileri tipik olarak belirsizdir ve altta yatan nedenlere bağlı olarak değişir. Ancak derin ven trombozu, pulmoner emboli ve bazı durumlarda ani tıkanıklara bağlı doku veya organ hasarı, pıhtılaşma eğilimi olan kişilerde görülebilecek durumlar arasındadır. Bu tür hastalıklar, bacaklarda şişlik ve ağrı, nefes darlığı, göğüs ağrısı ve bazen anormal kanama veya morarma gibi belirtiler gösterebilir.
Yüksek faktör VIII seviyeleri, aktivasyon faktörlerinde artış ve bazı kanser türleri, düşük APTT değerlerine neden olabilen faktörlerdir. Ek olarak, yaşam tarzı değişkenleri ve belirli genetik eğilimler, pıhtılaşma mekanizmalarını etkileyerek APTT değerlerini değiştirebilir.
APT testi düşüklüğüne neden olan faktörleri belirlemek ve uygun bir tedavi planlamak için kapsamlı bir tıbbi değerlendirme gereklidir. Düşük APTT değerleri tespit edildiğinde, doktorlar genellikle ek testler ve araştırmalar yaparlar. Ek testler, altta yatan nedenin daha iyi anlaşılmasına ve özelleştirilmiş tedavi yöntemlerine yardımcı olabilir. Altta yatan nedenler ve hastanın genel sağlık durumu, tedavi yöntemlerini etkiler.
Örneğin, pıhtılaşmaya daha meyilli kişiler için antikoagülan veya antiplatelet tedavileri uygulanabilir. Bununla birlikte, bu tedavilerin uygulanması dikkatli bir şekilde yapılmalı ve kanama potansiyeli göz önünde bulundurulmalıdır. Hastanın yaşam kalitesini ve sağlığını korumak için APTT testi düşüklüğü ve kan pıhtılaşma mekanizmaları ile ilgili sorunları yönetmek çok önemlidir. Sonuç olarak, APTT test sonuçlarının doğru bir şekilde değerlendirilmesi ve kapsamlı bir bireysel sağlık yönetimi stratejisi uygulanması gerekmektedir.
APTT testi fiyatları 2024 hakkında bilgi almak için bizlere hemen ulaşabilirsiniz.
